Sonsuz Yolculuk: Galaxy Express 999 Üzerine Kişisel Bir Yolculuk
- Alita

- 18 Eyl
- 3 dakikada okunur

Anime tarihinin en unutulmaz eserlerinden biri olan Galaxy Express 999 (Ginga Tetsudō 999), yalnızca bir bilimkurgu hikâyesi değil; insan ruhunu, yolculuk fikrini ve ölümü aşma arzusunu işleyen bir başyapıt. İlk kez izlediğimde, aslında eski çizim tarzına çok da alışık değildim. Renkler bugünün animeleri kadar parlak değildi, hareketler daha yavaş ve durağandı. Ama o “yavaşlık” beni içine çekti: Sanki kendi hayatımda da hızla koşarken bir anda trenin penceresinden yıldızlara bakıp zamanın ağırlaştığını hissettim.

Kısaca Konu ve Anlamı
Galaxy Express 999’ın merkezinde Tetsurō adında fakir bir çocuk var. Annesini kaybetmiş, dünyada adaletsizlikle boğuşuyor. Onun hayali, bedeni makinaya dönüştürüp ölümsüz olmak. Çünkü fakir bir insan olarak acı çekmek istemiyor. Bu noktada karşısına çıkan gizemli kadın Maetel, ona sonsuz evrene uzanan bir yolculuk vaat ediyor: Galaxy Express 999.
İlk bakışta bu hikâye bir tren yolculuğu gibi görünür. Ama aslında “ölümlülük ile ölümsüzlük arasındaki çatışma”, “insanın kendi bedeniyle ve kaderiyle barışması” üzerine kurulu bir felsefi masal. İzlerken kendime sürekli şu soruyu sordum: Eğer bana da ölümsüzlük bedava verilse, kabul eder miydim? Bu anime işte tam da bu soruyla insanın içine dokunuyor.

Çocukluk Masumiyetinden Kozmik Felsefeye
Benim için en çarpıcı olan nokta, Tetsurō’nun içindeki masumiyetin her durakta daha da sınanmasıydı. Tren, farklı gezegenlerde duruyor ve her gezegen aslında birer alegori gibi: Bazısı lüks içinde yaşayan ama ruhunu kaybetmiş insanlarla dolu, bazısı özgürlüğü için savaşanlarla…
İlk izlediğimde, kendimi Tetsurō’ya çok yakın hissettim. Onun annesini kaybetmiş olması, yoksulluğu ve hayalleri bana çocukken yaşadığım güçlükleri hatırlattı. Ama en önemlisi şuydu: O trenin penceresinden dışarı bakarken, kendi gençliğimde de bir gün kurtulacağım, büyüyeceğim, belki daha güçlü olacağım umudunu hissettim. Bu yüzden Galaxy Express yalnızca bir anime değil, aynı zamanda bir kişisel yolculuk simgesi oldu

Maetel’in Sırrı ve İzleyicide Bıraktığı İz
Maetel karakteri bence serinin kalbi. Onun hem anaç hem gizemli tavrı, insana güven veriyor ama aynı zamanda rahatsız edici bir bilinmezlik barındırıyor. İzlerken hep düşündüm: “Bu kadın gerçekten Tetsurō’nun iyiliğini mi istiyor, yoksa onu kendi kaderine sürüklüyor?”
Benim için Maetel, hayatta karşılaştığımız rehberleri temsil ediyor. Öğretmenler, dostlar, hatta zaman zaman aile… Kimi zaman bizi doğru yere taşırlar, kimi zaman kendi yollarına hizmet ederler. Onu izlerken, kendi hayatımdaki rehberleri düşündüm: Bana yol göstermiş ama aynı zamanda beni kendi sınavımla baş başa bırakmış insanları.

Çizim Tarzı ve Atmosfer
Evet, Galaxy Express 999 bugünün parlak, dijital animeleri gibi değil. Ama o retro havası, uzun tren düdükleri, uzayın derin sessizliği… Hepsi birleşip inanılmaz bir atmosfer yaratıyor. İlk başta “eski” diye burun kıvırabilirsiniz ama birkaç bölüm sonra anlıyorsunuz: Bu atmosfer aslında anlatının ruhu. Çünkü hikâye hızlı değil, düşünmeye zorlayan bir yolculuk.
Ben ilk kez izlediğimde gerçekten trenin içinde yolculuk ediyormuş gibi hissettim. Hatta bilgisayarımın karşısında otururken, gece lambasını kapatıp sadece ekranın ışığında izlemek bana bir “evrende yalnız olma” hissi verdi.

Felsefi Derinlik
Seri boyunca sık sık şu tema karşımıza çıkıyor: İnsan bedeni mi değerlidir, yoksa ruh mu? Tetsurō başta makine beden isterken, yol boyunca bunun aslında ruhu yok eden bir şey olabileceğini fark ediyor. Bu noktada ben de kendime sordum: Bugün teknoloji bize ne vaat ediyor? Daha uzun yaşam mı, daha konforlu hayat mı? Peki ya ruhumuz, duygularımız, acılarımız olmadan insan olabilir miyiz?
Bu sorular Galaxy Express’in hâlâ güncel olduğunu gösteriyor. Çünkü bugün bile teknolojiyle bedenimizi geliştirmek, yapay zekâ ile ölümsüzlük arayışına girmek tartışılıyor.

Kendi Tecrübemden Çıkardığım Ders
İzlerken kendime şunu dedim: “Her yolculuk aslında bir sınavdır.” Tetsurō’nun makinelerle dolu bir evrende insan kalma mücadelesi, bana kendi hayat mücadelelerimi hatırlattı. Üniversite sınavına hazırlanırken, ekonomik sıkıntılarla uğraşırken ya da hayatta yalnız hissettiğim zamanlarda… Galaxy Express’in verdiği mesaj bana şunu söyledi: Yol uzun olabilir ama her durak sana bir şey öğretir.
Maetel’in Tetsurō’ya söylediği şu fikir bende çok kaldı: Asıl güç, ölümsüzlükte değil; sınırlı bir ömrü anlamlı yaşamaktadır.

Galaxy Express 999 benim için yalnızca bir “eski anime” değil. O, her insanın yolculuğunu anlatan evrensel bir masal. Yıldızların arasında süzülen bir trenin penceresinden dışarı bakarken, aslında kendi kalbime bakıyormuşum gibi hissettim.
Bugünün gençlerine şunu söyleyebilirim: Eğer sabırlıysanız, düşünmeye açıksanız ve bir animede sadece aksiyon değil, derinlik de arıyorsanız, Galaxy Express size çok şey katacak. Evet, biraz eski görünebilir. Ama bazen en eski şeyler, en derin soruları sorar.

